İstanbul‘da yenidoğan bebekleri anlaşmalı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek, haksız kazanç sağlayan ve kusurlu davranışlarda bulunarak ölümlerine neden olan Fırat Sarı ve İlker Gönen’in aralarında bulunduğu 22’si tutuklu 47 sanığın yargılandığı dava beşinci gününde devam ediyor. Bakırköy Adliyesi 22. Ağır Ceza Mahkemesi Salonu’nun kapasitesinin yetersiz olması sebebiyle konferans salonunda görülüyor. Duruşmaya, Fırat Sarı ve İlker Gönenin de aralarında bulunduğu 22 tutuklu sanık, 14 tutuksuz sanık ve taraf avukatları hazır bulundu. Bazı tutuksuz sanıklar ise, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. Beşinci günde duruşma saat 10.15 itibariyle ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir’in savunması ile başladı. Özdemir’in ardından örgütün iki numarası İlker Gönen’in savunmasına geçildi.
İlker Gönen’in, 10 kez kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi, nitelikli dolandırıcılık, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve 11 kez uygulanmak üzere resmi belgede sahtecilik suçlarından toplam 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9 aya kadar hapis cezası talep ediliyor.
“FIRAT SARI DA ORADAYDI”
İlker Gönen: 2017 yılında Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışırken, hocam Melih ÇetlinKaya beni odasına çağırdı. Odasına gittiğimde Fırat Sarı da oradaydı. Esenyurt Devlet Hastanesi’nde Fırat Sarı ile çalıştığını söyledi. O gün tanıştık, ancak daha sonra kendisiyle bir görüşmem olmadı.
2022 yılının Temmuz ayında Fırat Sarı beni aradı. Medisense isimli bir firma kurduğunu, danışmana ihtiyacı olduğunu söyledi. Özel hastanelerin yenidoğan ünitelerinde doktor ve hemşire çalıştırmakta zorlandıklarını, hasta bulmak için aracılık ettiklerini anlattı. Daha önce hiç duymadığım için araştıracağımı söyledim ve telefonu kapattım.
Daha sonra kamu hastanelerine baktım, çeşitli bölümlere ve özel hastanelere göz attım. Aklınıza gelebilecek neredeyse tüm hastanelerin dış firmalardan hizmet aldığını gördüm.
İlker Gönen: Daha sonra Medisense’de danışman hekim olarak çalışmaya başladım. 2023 Kasım ayının sonunda ayrıldım ve devlet hastanesinde çalışmaya başladım.
Gıyasettin Mert ile de Fırat Sarı aracılığıyla tanıştım. 112 personeli olduğunu sonradan öğrendim.
SEVK İŞLEMİNİ ANLATTI
İlker Gönen: “Tapelerde bir doktorun beni aradığı konuşma var. Çam Sakura Şehir Hastanesi’nde yenidoğan ünitesinde nöbetçi olarak çalışıyordu, sonra İngiltere’ye yerleşti. Beni arayıp çok kötü bir hasta olduğunu, 112’ye bildirdiğini ama yer bulunmadığını söyledi. ‘Başka hasta var mı?’ diye sordum. Doğumhane bebek dolu, sevk bekleyenler var dedi.”
İlker Gönen: “İddianamenin başında 112 bir görüş belirtmiş. Ben 2010’dan beri yenidoğan ve çocuk hastalara bakıyorum. İddianamede gördüğüm bir tespit, belgeye, bilgiye veya otopsiye dayanıyorsa doğrudur. Ama duyuma bağlıysa, ben bir gerçek göremedim.
“SUÇLANDIĞIM 5 HASTA İLE İLGİLİ KONUŞMAK İSTİYORUM”
İlker Gönen: “Birincisi Bebek Karakoç… Medyada, YouTube’da, Twitter’da ve sabah kadın programlarında (afedersiniz böyle dediğim için), en kolay iş tapeleri alıp yorum yapmakmış.”
“Bebek Karakoç ile ilgili neden suçlandığımı açıklayayım. Hasta, Çınarcık Devlet Hastanesi’ne gidiyor. Hastanın bağırsaklarında bir problem olduğu ve acilen ameliyat olması gerektiği söyleniyor. Çınarcık Devlet Hastanesi, Yalova 112’ye bildiriyor. Aynı anda boş yatak bulunamıyor.
Dışarıdan hasta gelince hemen alamazsınız. Bebek bu sırada 18 saat sevk bekliyor. Sevkin ardından 64 saat hastanede yatıyor ve sonra vefat ediyor.
Hemşireler beni hep görüntülü arardı, ancak bu görüntüler maalesef tapelerde yok. Hadi beni suçladınız, resmi danışman nerede? Dosyada yok! Hiçbirinin adı geçmiyor.
Bebek Karakoç vefat ettikten sonra Allah’tan polis geliyor, epikrizlere el koyuyor ve bebek Adli Tıp’a gönderiliyor. Bebek üzerinde otopsi yapılıyor. Temmuz ayında 9 uzman hekimin oy birliği ile bir karar veriliyor. Bu bebeğin ölümünün erken doğuma bağlı akciğer ve beyin hasarı nedeniyle gerçekleştiği belirleniyor.”
İlker Gönen: “Medyada, YouTube kanallarında, daha benim avukatım dosyayı bana getirmeden, ‘Bakın, bebeğe ötenazi yapmışlar’ deniyor. Hastaneler taşlanıyor, sağlıkta şiddet artıyor. Benim yüzümden 47 kişi bebek katili olarak lanse ediliyor. Bunun hesabını kim verecek?”
İlker Gönen: Suçum olabilir ama hiçbir zaman bebek katilliğini bana yakıştıramazlar. Alnıma yapıştırdılar ve bunu çıkartacaklar.
İlker Gönen: “Bu kadar iftira, bu kadar yalan tapelerden yazmak kolay mı? Benim bu iftiraya maruz kalma sebebim ne? Bu uzman görüşünü hazırlayanları tanımıyorum. Medyaya bu kadar bilgi vermelerinin amacı ne? Kimi zor durumda bırakmak istiyorsunuz?
Medyada ‘Bebeğe vitamin vermediler, ötenazi yaptılar’ dediler. Kimse bu uzman görüşünün nasıl hazırlandığını sorgulamadı.”
“TÜRK TABİBLER BİRLİĞİ, İSTANBUL TABİP ODASI…”
İlker Gönen: “Türk Tabipleri Birliği veya İstanbul Tabip Odası’ndan bir kişi bile çıkıp, ‘Siz bu insanları bebek katilliği ile suçluyorsunuz, ne oluyor?’ diyemedi. Medyada öyle bir baskı oldu ki herkes bizi bebek katilliğiyle suçlayıp ölmemizi istedi.”
İlker Gönen: “İki aydır ne cezaevinde kalabiliyorum ne başka bir yerde. Sabahtan akşama kadar, habercilik adı altında tapeler her yerde geziyor. Şimdi Adli Tıp Kurumu raporunu söyleyecekler mi? Kim itibarınızı geri getirecek?”
“İDAM SEHPAMIZI..”
İlker Gönen: “Huzurunuzda, 2 aydır bu belgeyi size açıklamak için dakikalarımı saydım. Doktor olsun, polis olsun, medyada ya da YouTube’da herkes bir şey söyledi. Alnımıza bebek katili yazdılar ve gönderdiler. Bizim idam sehpamızı uzman görüşü kurdu, tekmeyi de medya attı.”
İlker Gönen: “O haberci kişiler, bu söylediklerimi yazsa ne değişir? Hiçbir şey, çünkü biz bu yaftayı bir kez yedik. Bizi buraya bebek katili diye getirdiler.”
Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı ile nasıl anlaştınız bu süreçte?
İlker Gönen: Maaş usulü.
Mahkeme Başkanı: Sabit bir maaş mı yoksa kârdan pay var mı?
İlker Gönen: Ben sabit maaş alıyordum. Kendisi çalışmamı görünce kâr ortaklığı teklif etti. Zaten devlete geçeceğim için böyle bir şey oldu.
Mahkeme Başkanı: Kolluk ifadenin 84. sayfasında “Serdar ile konuştum” diyorsun. Bu ne anlama geliyor?
İlker Gönen: Serdar Bey beni aradı. Örnek veriyorum, Bolu’dan. Bolu 112’den bir hasta olduğunu ve yer olmadığını söylerdi. Hastanın durumunu öğrenirdim, 112 de bana “Hocam, yer bulamadık” derdi. Ki zaten aile yakın olmadığı için İstanbul’u kabul etmezdi.
Mahkeme Başkanı: Serdar Yüksel sizden mi para alıyordu?
İlker Gönen: Ne gözümle gördüm ne elimle para verdim. Ama bir kere Sümeyye Nur Arslan IBAN’ını istedi. IBAN’ı alıp Sümeyye’ye verdim.
Kaynak: Haberler.com – https://www.haberler.com/3-sayfa/orgutun-2-numarasi-ilker-gonen-den-piskin-ifade-18075786-haberi/