Doğaüstü bir olay gibi gözükse de, Dünya’da var olan bir cisim o kadar ölümcül ki, ona bakmak bile sizi öldürebilir. “Fil Ayağı” olarak adlandırılan cisimle aynı odada sadece 300 saniye geçirmek, yaşayacak sadece 2 gün ömrünüz kalmasına sebep olabiliyor.
Bu ölümcül cisim, Çernobil nükleer reaktörünün erimiş çekirdeğinden oluşan 2 metre genişliğindeki katılaşmış lav yığını. Yoğun radyasyon nedeniyle, şimdiye kadar Fil Ayağının sadece birkaç tane fotoğrafı çekilebildi. Erimenin üzerinden neredeyse 40 yılın geçtiği günümüzde bile bu nesneyle aynı odaya adım atmak ölümcül olabiliyor ve tehlikenin yüzyıllar boyunca da devam etme ihtimali var.
Çernobil felaketinde neler yaşanmıştı?
Ukrayna’daki Çernobil Nükleer Santrali’ndeki 4 Numaralı reaktöründe 26 Nisan 1986 tarihinde beklenmedik bir güç dalgalanması yaşandı. Acil kapatma prosedürleri başarısız olurken, çekirdekteki sıcaklıklar daha da yükseldi.
Reaksiyonu yavaşlatmak amacıyla kullanılan kontrol çubukları yerleştirildiğinde artık çok geçti ve yoğun sıcaklık çubukları çatlattı. Kısa süre sonra soğutma suyu buharlaştı ve insanlık tarihindeki en kötü nükleer felaketle reaktör patlayana kadar basınç arttı.
Acil durum ekipleri, o sonbahar mevsiminde radyasyonu kontrol altına almak için mücadele ederken, reaktörün altındaki bir odanın gezegendeki en tehlikeli yerlerden biri haline geldiğini keşfettiler. Reaktör o kadar yüksek bir sıcaklığa ulaştı ki çekirdeği korumak için kullanılan çelik ve beton eriyip radyoaktif lavlara dönüştü.
İlk temizlik ekiplerinin düşündüğünün aksine, bu materyal aslında reaktörden gelen nükleer yakıt değildi. Çekirdek kritik duruma ulaşırken, içinde bulunduğu kaplamayı oluşturan malzemeleri eritti ve bunlar yavaş yavaş reaktörün tabanından geçerek düşmeye başladı. Malzeme, Reaktör 4’ün boruları ve betonu boyunca ilerlerken daha fazla bileşen topladı, değişti ve karmaşık bir radyoaktif kimyasallar yığınına dönüştü. Kum, beton ve nükleer yakıttan oluşan bu karışım nihayet soğuduğunda, koryum (corium) adı verilen yeni bir malzemeye dönüşerek katılaştı.
Neden Fil Ayağı?
Reaktörün altındaki buhar koridoruna düşen bir koryum kütlesi, özel şekli nedeniyle Fil Ayağı olarak anılmaya başlandı. Fil ayağı, 1986 yılında saatte 10.000 röntgen (bir radyasyon ölçüsü) yayıyordu ve bu, kansere neden olması için gereken dozun yaklaşık 1.000 katıydı. Karşılaştırma için belirtmek gerekirse, bu seviyede radyasyona bir saat boyunca maruz kalmak, dört buçuk milyon göğüs röntgeni çekmeye eşdeğer olacaktır.
Bu radyasyona sadece 30 saniye maruz kaldığınızda, bir hafta içinde baş dönmesi ve yorgunluk hissedersiniz. Odada iki dakika kaldıktan sonra hücreleriniz kanamaya başlayacak ve dört dakika sonra kusma, ishal ve ateş ortaya çıkacaktır.
Son olarak, sadece beş dakika kalmanız, neredeyse kesinlikle iki gün içerisinde hayatınızı kaybetmenize sebep olur.
Temizlik ekibi Fil Ayağı’na ulaştığında, hala yaklaşamayacak kadar radyoaktif olduğunu gördüler. Mürettebat, hızlı bir şekilde tekerleklere monte edilen bir kamera kullanarak ayağın fotoğrafını çekmeyi başardı.
On yıl sonra Çernobil’i kapsamlı bir şekilde belgeleyen ABD Enerji Bakanlığı, Fil Ayağı’nın bazı yeni fotoğraflarını elde etmeyi başardı. Ama Fil Ayağı yakınındaki radyasyon seviyeleri o kadar yüksek kaldı ki, fotoğraflamak için kullanılan araçları bile etkiledi.
Koryum çok nadir bir şekilde ortaya çıktığından ve tarihte yalnızca beş kez üretildiğinden dolayı, hiç kimse Fil Ayağının zaman içinde nasıl değişeceğinden tam olarak emin değil. Nükleer madde yavaş yavaş soğurken, muhtemelen daha uzun yıllar boyunca tehlikeli olmaya devam edecek.
Kaynak: Chip – https://www.chip.com.tr/haber/bu-odada-sadece-5-dakika-kalanlar-2-gun-icinde-oluyor_163551.html