Microsoft ve Google gibi devler, enerji yoğun veri merkezlerini beslemek amacıyla ABD’deki nükleer enerji tedarikçileriyle anlaşmalar yapmaya başladı. Bu veri merkezleri, günümüzde hızla gelişen üretken yapay zeka uygulamalarının arkasındaki devasa yapay zeka modellerini eğitmek ve çalıştırmak için kritik bir rol oynuyor.
Devlerden nükleer enerji anlaşmaları
Geçtiğimiz hafta Google, küçük modüler reaktörler (SMR) geliştiren Kairos Power ile bir anlaşma yaptığını duyurdu. Bu anlaşma, Google’ın yapay zeka gelişimini desteklemek için nükleer enerjiye yönelmesinin bir adımı olarak görülüyor. Google Enerji ve İklim Direktörü Michael Terrell, “Şebekenin, bu tür temiz ve güvenilir enerji kaynaklarına ihtiyacı var” diyerek nükleer enerjinin yapay zekâ teknolojilerinin inşasında önemli bir rol oynayacağını belirtti. Google’ın Kairos Power’dan ilk nükleer reaktörünün 2030 yılına kadar faaliyete geçmesi bekleniyor. Anlaşmaya göre 2035’e kadar da daha fazla reaktör devreye alınacak.
Microsoft da benzer bir strateji izleyerek, Three Mile Island nükleer santralinde beş yıldır kullanılmayan bir reaktörü yeniden faaliyete geçirmek için Constellation firmasıyla bir anlaşma imzaladı. Bu santral, 1979’da ABD tarihindeki en ciddi nükleer erime ve radyasyon sızıntısının yaşandığı yer olarak biliniyor.
Amazon ise bu yarışta geri kalmayarak Dominion Energy ile 500 milyon dolarlık bir anlaşma yaparak küçük modüler reaktör geliştirilmesini destekleyeceğini açıkladı. Bu reaktörün, Dominion Energy’nin North Anna nükleer enerji santraline yakın bir bölgede inşa edilmesi planlanıyor.
Neden nükleere yöneliyorlar?
Uluslararası Enerji Ajansı’nın bir raporuna göre, veri merkezleri, yapay zeka ve kripto para sektörü nedeniyle küresel elektrik tüketiminin 2022’de 460 teravat-saat iken, 2026’ya kadar 1.000 teravat-saati aşması bekleniyor.
Yapay zeka uygulamalarına olan talebin artmasıyla birlikte enerji tüketimi de büyük ölçüde artıyor. Örneğin, ChatGPT gibi üretken yapay zeka modellerinin çalışması büyük miktarda enerji ve su tüketimine neden oluyor. California Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, ChatGPT’nin her 10-50 komut için yaklaşık 500 mililitre su tükettiğini ortaya koydu.
OpenAI’ye göre, Ağustos ayı itibariyle OpenAI’nin popüler sohbet robotu ChatGPT’ye her hafta 200 milyondan fazla kişi soru gönderiyordu. Dolayısıyla her kullanıcı bir günde sadece bir istemde bulunursa ChatGPT, günde 100 milyon litre su tüketmiş olacak.
Öte yandan nükleer enerji, birçok çevreci grup tarafından eleştiriliyor. Greenpeace gibi çevre kuruluşları, nükleer enerjiyi tehlikeli ve pahalı buluyor. Nükleer enerjinin karbon salınımı yapmaması olumlu bir özellik olarak öne çıksa da, bu teknolojinin yavaş ve maliyetli inşa süreci çevre aktivistlerinin tepkisini çekiyor.
Nükleere geri dönüş
Ancak nükleer enerjiyi savunanlar, bu enerjinin neredeyse karbon salınımsız bir elektrik kaynağı olduğunu ve güneş veya rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına kıyasla daha güvenilir olduğunu söylüyor. Gerçek şu ki, nükleer enerjiye dönüş yeniden başlamış durumda. Çoğu ülke, özellikle Çin, yenilenebilir enerji kaynaklarının kesintili üretimini dengelemek için önümüzdeki on yıllarda yeni nükleer santraller inşa etmeyi planlıyor.
Kaynak: Donanimhaber – https://www.donanimhaber.com/teknoloji-devleri-neden-nukleer-enerjiye-yoneliyor–183288