Leap 71’in kurucularından Lin Kayser, Noyron’un geleneksel bilgisayar destekli tasarım (CAD) yazılımlarından çok daha ileri olduğunu belirtiyor. Parametrik CAD yazılımları sadece geometri üzerine yoğunlaşırken, Noyron fiziksel modellemeler, üretim süreçleri ve mühendislik mantığını entegre ederek tasarımlar üretiyor. Örneğin, Noyron RP; roket motorları, Noyron EA; elektromanyetik sistemler ve Noyron HX; ısı eşanjörleri için özel olarak optimize edilebiliyor. Bu sayede Noyron, sadece bir şekil oluşturmakla kalmıyor, aynı zamanda o nesnenin gerçek dünyadaki performansını da öngörüyor.
Noyron, sürekli olarak gerçek dünya verileriyle beslenerek kendini geliştiriyor. Her yeni test sonucu, ister başarı ister başarısızlık olsun, sisteme geri bildirim olarak veriliyor ve böylece yazılım her seferinde daha akıllı ve daha doğru sonuçlar üretebiliyor. Bu yetenek, mühendislik dünyasında tamamen yeni bir çağın başlangıcını işaret ediyor.
Yapay zeka tarafından tasarlanan roket motoru test edildi
Noyron’un gerçek dünyadaki potansiyelini test etmek amacıyla, Leap 71 ekibi, University of Sheffield ve 3D baskı firması AMCM ile iş birliği yaparak 5 kilonewton gücünde bir roket motoru tasarladı. Bu motor, Noyron tarafından tamamen otonom olarak tasarlanan ilk roket motoru olma özelliği taşıyor. Motor, sıvı oksijen ve kerosen kullanıyor; bu iki bileşen, oldukça tehlikeli ve hassas koşullarda çalışmayı gerektiren bir yakıt kombinasyonu.
Bu motor için yapılan testler de oldukça güven vericiydi. 13 saniyelik yanma testi motorun kararlılığını ve güvenilirliğini doğruladı. Geleneksel mühendislik bilgisini hesaplama alanına taşımak, yapay zekanın yetenekli bir insan mühendisin haftalarını hatta aylarını alacak bir işi dakikalar içinde başarmasını sağlıyor. Paradigmalar hızla değişiyor.
Tutarlı çıktı sunabiliyor
Normal yapay zeka modelleri ile tasarlanan parçalarda sürekli bir mühendis gözetimi gerekiyor. Bazen önerilen parçalar pratik olmayabiliyor veya zayıf olabiliyor. Bu yüzden mühendislerin sezgisel olarak karar verip düzeltmeler yapması gerekiyor.
Noyron’un bir diğer büyük avantajı ise hızlı iterasyon süreci. Geleneksel yöntemlerle haftalarca süren tasarım ve test aşamaları, Noyron ile dakikalar içinde tamamlanabiliyor. Bu hız, mühendislerin yeni malzemeleri deneme veya tasarım parametrelerini değiştirme konusunda daha cesur olmalarını sağlıyor. Eskiden zaman maliyeti nedeniyle riskli görülen yaratıcı çözümler, artık hızla test edilebiliyor.
Noyron’un en güçlü yanlarından biri de gerçek dünyadan gelen test verilerini doğrudan gelecekteki tasarımlara entegre edebilmesi. Geleneksel mühendislik süreçlerinde tasarım ve test aşamaları ayrı tutulurken, Noyron bu döngüyü hızlandırarak test sonuçlarını anında modele dahil ediyor. Bu da mühendislerin, hataları hızla görüp düzeltmesine olanak tanıyor.
Tony Stark’ın Jarvis’ine doğru
Leap 71’in vizyonu, yalnızca roket motorlarıyla sınırlı değil. Şirketin kurucu ortağı Lin Kayser, gelecekte mühendislik alanında genel amaçlı bir yapay zeka geliştirmeyi hedeflediklerini söylüyor. Bu sistem, roket bileşenlerinden ısı eşanjörlerine, uçak gövdelerinden barajlara ve hatta füzyon motorlarına kadar her şeyi tasarlayabilecek kapasiteye sahip olacak.
Bu bir nevi Iron Man’deki Tony Stark’ın her şeyi tasarlayan yapay zekası Jarvis’e benziyor, en azından Kayser’in ifadeleri bu yönde. Leap 71, sadece havacılık ve uzay mühendisliği değil, karmaşık mühendislik gerektiren her türlü sorunu çözebilecek bir yapay zeka oluşturmayı hedefliyor. Kayser’e göre, Noyron’un 5 kilonewtonluk roket motoru ile başarıyla geçilen test, bu geniş kapsamlı yapay zekanın potansiyelini kanıtlayan ilk adım.
Kaynak: Donanimhaber – https://www.donanimhaber.com/bir-muhendis-gibi-dusunebilen-yapay-zeka-gelistirildi-jarvis-e-a–183092